Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
KAVRAMLARI VE YANSIMALARI İLE TEKFİRCİLİK Burhan İlmi Araştırmalar Mer KAVRAMLARI VE YANSIMALARI İLE TEKFİRCİLİK Burhan İlmi Araştırmalar Mer KAVRAMLARI VE YANSIMALARI İLE TEKFİRCİLİK Burhan İlmi Araştırmalar Mer KAVRAMLARI VE YANSIMALARI İLE TEKFİRCİLİK Burhan İlmi Araştırmalar Mer

Yakın Doğu Araştırmaları (KİTAP SETİ)KAVRAMLARI VE YANSIMALARI İLE TEKFİRCİLİK*CİLT1-KAVRAMLAR *CİLT2-YANSIMALAR

İndirimli Fiyat : 385,00TL
Havale/EFT ile : 365,75TL
978-605-6601-87-3-
362148
KAVRAMLARI VE YANSIMALARI İLE TEKFİRCİLİK
KAVRAMLARI VE YANSIMALARI İLE TEKFİRCİLİK Yakın Doğu Araştırmaları (KİTAP SETİ) *CİLT1-KAVRAMLAR *CİLT2-YANSIMALAR
385.00

Zaman zaman toplumlarda öylesi fikir ve cereyanlar zuhur eder ki, kimisi varlığından bile hiç kimsenin haberi olmadan sönüp gider. Tarihin tozlu sayfalarına karışır. Kimileri ise etkileri yüzyıllarca sürecek tesirler bırakır. Tarihsel adıyla haricilik, günümüz isimlendirmesiyle tekfircilik cereyanı, hem tarihteki kötü hatıraları anımsatan hem de bugün acı meyvelerini halen tattıran ikinci türe örnektir.

Tekfircilik cereyanı, kavramsal boyutundan yansımalarına kadar pek çok farklı yönü bulunan bir olgudur. Bu olgu İslam aleminde öylesine büyük bir fitneye yol açmıştır ki; açtığı dini ve sosyal yaralar öyle derindir ki, bunları elbette birkaç araştırmaya sığdırmak imkânımız yoktur. Maksadımız yalnızca bu konuda farkındalığa katkı sunan, dünyadaki bazı çabaları gözler önüne sermektir. Diğer Müslüman beldelerle birlikte ülkemizi de tehdit eden ciddi bir sorundan söz ettiğimizin farkındayız. Elinizdeki derleme araştırma, on bir adet makale, araştırma, kitap, risale, neşir vb. formattaki bazı yayınların çevirilerinden derlenerek bir araya getirilmiştir. Bu çevirileri toplu halde okuyucuya sunarak, tekfircilik olgusu ve yansımalarına dair geniş sahayı sempozyum konusuna benzer bir ana başlıkla vurgulamak istedik. Derlememizi ‘Kavramları ve Yansımaları İle Tekfircilik / Yakın Doğu Araştırmaları’ başlığı altında iki kısma ayrıdık. Birinci kitap manipüle edilen dini kavramları ele alan başlıkları içeriyor. İkinci kitap bu manipülasyonun ürünü olan yansımalara yer veriyor...

...Dini hayatta ortaya çıkan kimi sapkın ve dejenere anlayışların hep ruhsal problemli kişiliklerden kaynaklandığı bilinir. Onların egolarını, ilgisini dini alana kaydırdıktan sonra bu kez dinsel farklı tezahürlerle ortaya koyduklarına da çoğu kez rastlamışızdır. Birçok dejenere cemaat, grup, tarikat vb. yapılarda rastlanan tipteki bireylerin buradaki payı azımsanmayacak boyuttadır. Ancak kendisini peygamber zanneden, mehdi zanneden, vahiy aldığını iddia eden, akıl sağlığı yerinde olmayan meczup kimselerden söz etmiyoruz. Sorun bu kadar kendisini açıktan açığa belli eden, herkesin görüp teşhis edebileceği bir hastalık olmaktan daha karmaşıktır... Tekfirci bireylerdeki ruh durumu donuk, katı, sabit fikirlilik olarak tanımlanabilir. Onun düşüncesindeki en küçük değişiklik dinden taviz vermekle eşdeğerdir... Tesirinde kaldığı devrimci düşünceleri tekfircimize, yeni bir nizam, yeni bir sistem içindeki hayali bir ülkede asude bir hayat vadediyor da olabilir. Ancak bizim dikkat çekmek istediğimiz şey, sebeplerden ziyade sağlıksız düşüncenin beyninde yeşerdiği bireyin profilidir. Bu profil tabi olduğu fikir yönüyle nihai hakikatin bilgisine eriştiği, onu kuşattığı düşüncesindedir. Yegane gerçek onun bakış açısında gizlidir. Bazı şeylerin doğruluğuna inanması, her yargısının doğru olduğunu düşündürür ona. Kendisinin eşsiz bir bilinç düzeyinde olduğu inancı her gün pekişir. Tarihte de, tekfirci akımlarda gözlemlenen bu ruh durumu incelemeye değerdir...

...Böylesi kişiliklerin din gibi, kendilerini daha rahat ifade edebilecekleri ve mutlaka birilerince kabul görecekleri bir alana yönelmeleri dini yaşantıyı ciddi boyutta tehdit etmektedir. Tekfirci akımların yeşermesinde bu ve buna be.nzer psikolojik unsurlar oldukça etkilidir. Artık, İslam dininin temel değerlerini rahatça hiçe sayan, hatta babalarımızdan ve örfümüzden miras her değere savaş açan, milli sembolleri bile put olarak gören patalojik semptomlarla baş başayızdır. Tekfircilik yavaş yavaş, bu fikre kapılanların önce bizzat kendi yaşantılarında gözlenen ailevi sorunlarla kendisini belli eder. Ardından tekfir fikriyle, anne babasından başlayarak bütün toplumu kafir kabul eder. Zamanla kişiliği, kendini onlardan soyutlanmış hisseden ve hatta kimseyi kendisi dışında gerçek müslüman?! kabul etmeyen, empati yoksunu steril bir ruha dönüşür..

  • Açıklama
    • Zaman zaman toplumlarda öylesi fikir ve cereyanlar zuhur eder ki, kimisi varlığından bile hiç kimsenin haberi olmadan sönüp gider. Tarihin tozlu sayfalarına karışır. Kimileri ise etkileri yüzyıllarca sürecek tesirler bırakır. Tarihsel adıyla haricilik, günümüz isimlendirmesiyle tekfircilik cereyanı, hem tarihteki kötü hatıraları anımsatan hem de bugün acı meyvelerini halen tattıran ikinci türe örnektir.

      Tekfircilik cereyanı, kavramsal boyutundan yansımalarına kadar pek çok farklı yönü bulunan bir olgudur. Bu olgu İslam aleminde öylesine büyük bir fitneye yol açmıştır ki; açtığı dini ve sosyal yaralar öyle derindir ki, bunları elbette birkaç araştırmaya sığdırmak imkânımız yoktur. Maksadımız yalnızca bu konuda farkındalığa katkı sunan, dünyadaki bazı çabaları gözler önüne sermektir. Diğer Müslüman beldelerle birlikte ülkemizi de tehdit eden ciddi bir sorundan söz ettiğimizin farkındayız. Elinizdeki derleme araştırma, on bir adet makale, araştırma, kitap, risale, neşir vb. formattaki bazı yayınların çevirilerinden derlenerek bir araya getirilmiştir. Bu çevirileri toplu halde okuyucuya sunarak, tekfircilik olgusu ve yansımalarına dair geniş sahayı sempozyum konusuna benzer bir ana başlıkla vurgulamak istedik. Derlememizi ‘Kavramları ve Yansımaları İle Tekfircilik / Yakın Doğu Araştırmaları’ başlığı altında iki kısma ayrıdık. Birinci kitap manipüle edilen dini kavramları ele alan başlıkları içeriyor. İkinci kitap bu manipülasyonun ürünü olan yansımalara yer veriyor...

      ...Dini hayatta ortaya çıkan kimi sapkın ve dejenere anlayışların hep ruhsal problemli kişiliklerden kaynaklandığı bilinir. Onların egolarını, ilgisini dini alana kaydırdıktan sonra bu kez dinsel farklı tezahürlerle ortaya koyduklarına da çoğu kez rastlamışızdır. Birçok dejenere cemaat, grup, tarikat vb. yapılarda rastlanan tipteki bireylerin buradaki payı azımsanmayacak boyuttadır. Ancak kendisini peygamber zanneden, mehdi zanneden, vahiy aldığını iddia eden, akıl sağlığı yerinde olmayan meczup kimselerden söz etmiyoruz. Sorun bu kadar kendisini açıktan açığa belli eden, herkesin görüp teşhis edebileceği bir hastalık olmaktan daha karmaşıktır... Tekfirci bireylerdeki ruh durumu donuk, katı, sabit fikirlilik olarak tanımlanabilir. Onun düşüncesindeki en küçük değişiklik dinden taviz vermekle eşdeğerdir... Tesirinde kaldığı devrimci düşünceleri tekfircimize, yeni bir nizam, yeni bir sistem içindeki hayali bir ülkede asude bir hayat vadediyor da olabilir. Ancak bizim dikkat çekmek istediğimiz şey, sebeplerden ziyade sağlıksız düşüncenin beyninde yeşerdiği bireyin profilidir. Bu profil tabi olduğu fikir yönüyle nihai hakikatin bilgisine eriştiği, onu kuşattığı düşüncesindedir. Yegane gerçek onun bakış açısında gizlidir. Bazı şeylerin doğruluğuna inanması, her yargısının doğru olduğunu düşündürür ona. Kendisinin eşsiz bir bilinç düzeyinde olduğu inancı her gün pekişir. Tarihte de, tekfirci akımlarda gözlemlenen bu ruh durumu incelemeye değerdir...

      ...Böylesi kişiliklerin din gibi, kendilerini daha rahat ifade edebilecekleri ve mutlaka birilerince kabul görecekleri bir alana yönelmeleri dini yaşantıyı ciddi boyutta tehdit etmektedir. Tekfirci akımların yeşermesinde bu ve buna be.nzer psikolojik unsurlar oldukça etkilidir. Artık, İslam dininin temel değerlerini rahatça hiçe sayan, hatta babalarımızdan ve örfümüzden miras her değere savaş açan, milli sembolleri bile put olarak gören patalojik semptomlarla baş başayızdır. Tekfircilik yavaş yavaş, bu fikre kapılanların önce bizzat kendi yaşantılarında gözlenen ailevi sorunlarla kendisini belli eder. Ardından tekfir fikriyle, anne babasından başlayarak bütün toplumu kafir kabul eder. Zamanla kişiliği, kendini onlardan soyutlanmış hisseden ve hatta kimseyi kendisi dışında gerçek müslüman?! kabul etmeyen, empati yoksunu steril bir ruha dönüşür..

      Stok Kodu
      :
      978-605-6601-87-3-
      Boyut
      :
      17 X 24
      Sayfa Sayısı
      :
      CİLT1-440s
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Basım Tarihi
      :
      Ekim 2022
      Çeviren
      :
      Burhan İlmi Araştırmalar Merkezi
      Kapak Türü
      :
      SERT KAPAK DİKİŞLİ
      Kağıt Türü
      :
      Enso Creamy
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat